Bunun adı kötülük mü bilemedim ama o ev bizim. Ben ve sevgili sevgilimin. Mecbur kalıp da askere giderken kiraya verdiğim doğrudur. Fakat geldim, işe girdim İzmir'e yerleştim artık. Dolayısı ile askere gitmeden önceki hayatımı elime almam için tek bir engel kalmıştı. O da giderken evi kiraladığım elemanı evden göndermek :)
Kiracıyı evden çıkarmak için uydurulan ''Almanya'daki oğlum gelecek '' yalanına benzer bir bahaneyle yavaş yavaş gönderiyorum seni sevgili kiracım :)
Çünkü o g*t kadar odada yaşadığım günler yetti, banyonun içine ettiğin günler de, bulaşıkları bıraktığın günler de, evin içine sıçışların da.
O ev benim ve sevgili sevgilimin aslanım. O evde dolaplar kurcalanmaz, banyoya girerken parmak ucunda girilir, o evde mutfakta bulaşığı sadece ben bırakırım, o evdeki rahat benim ve sevgili sevgilime aittir. Her türlü eşyanın olduğu gibi. Biz varsak en güzel koltukta biz otururuz, TV de bizim istediğimiz açılır, biz istediğimiz saatte yatarız. Tüm dolaplara eşyalarımızı koyarız sen arta kalan yerlere koyarsın.
Öküz gibi yemek yediğin için sen gelmeden önce yemek yediğimiz doğrudur :)
İzmir demek bizim için özgürlük demek. Kendi sınırlarımızı kendimiz belirleriz demek. Orası demek istediğimiz vakitte yemek yeriz, istediğimiz gibi bağırır çağırır kavga ederiz istediğimiz gibi otururuz demek. Buna mani olmak gibi bir eylemi mecburen yapan sen ise gönderilmeye mecbursun. :)
Kötülükse kötülük.. Yaşasın kötülük o zaman.. Almanyadan ''keyfimiz'' geliyor evi boşaltman lazım. Biz keyfimiz ve kahyaları evde mutlu mesut yaşamayı planlıyoruz. Öyle de olacak. :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder