Sabah oturdum bilgisayar başına bir dakika durdum bekledim. Aklıma hiç birşey gelmedi durdum, pes ettim.
Az önce sana mesaj yazarken birden bu geldi aklıma.. Buzlu Kahve. Sıradan değil mi? Basit birşey, yazmaya değmez gibi bir şey.
Öyle değil ama bize ait olduğunu düşündüm o an o kahvenin. Karıştıracak birşey olmadığı zaman kavanoz kullanıldığı, ikimiz olduğumuz zamanlar da içtiğimiz, serinleme amacımız o bizim. Kimin kahvesi daha bol köpüklü olduysa onun kıymetli olduğu bir şey o.. Senin icadın. Sevginin içimizi serinlettiği birşey o. Sıradan bir kahve değil..
Dün akam canım istedi. Tüm her şey var evde; süt de,kahve de, şeker de, buz da.. Ama yapaamadım, elim gitmedi işte, canım istemedi sonra. Sensiz bir anlamı yoktu çünkü 5 dakika sonra hatırlamayacaktım bile. Ama senin izini taşıyan hiç bir şey öyle değil ki.. Bak belki senin için bile önemi olmayan bu şey benim için derin manalı..
Benim brownim gibi :) Nasıl oluyor bilmiyorum, nasıl beceriyorum ama yediğim en güzel browniyi yapıyorum sense eğer amacım. Gülerek yapıyorum çünkü, mutlu bir halde, şarkılar eşliğinde. Her malzeme için özeniyorum tam ayarında olsun, ne fazla ne eksik olmasın diye. Fırında tam ayarında pişsin diye fırının başında 30 dakika beklediğimi biliyorum. Sosu için kendim eritiğim çikolatalar kaynarken az elime sıçrayıp yakmadı canımı itiraf ediyorum. Ama olsun senin içndi o. Sana sürprizdi, mutlu ol diye yaptığım ufacık şeydi.. Ama o browni de bize ait işte senin buzlu kahven gibi.. Birimizden biri eksikken tadları yok,ekşiler, acılar.. Ama bir aradaysak neşemizden etkileniyorlar tatlanıyorlar anlamlandıkları gibi..
İyi ki biz varız, iyi ki brownimiz ve buzlu kahvemiz var.. Ağzımızın tadı hiç kaçmasın sevgili sevgilim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder